Blog > GEÇMİŞ HALA ACITIYORSA, GEÇMEMİŞ DEMEKTİR.

Nasıl oluyor da geçmişteki kötü anılarınız bugün yaşadığınız mutsuzluğunuzdan sorumlu oluyor ?

  • Sevdiğiniz tarafından aldatıldınız ya da terkedildiniz ve bir türlü yeni bir ilişkiye başlayamıyor musunuz?
  • Girdiğiniz her yeni ortamda anne-babanızın eleştirel sözleri kulaklarınızda çınlıyor ve kendiniz gibi davranamıyor musunuz?
  • Hayır demekte zorlanıyor ve hep sıkıntıya mı düşüyorsunuz?
  • Çok sık yolculuk ediyorsunuz ama her uçuşunuz bir kabusa mı dönüşüyor?
  • Kendinizi sürekli diğerlerinin başarıları ile mi yargılıyorsunuz?
  • Olumsuz giden her olayda bu benim suçum mu diyorsunuz?
  • Kaza geçirdiniz, iyileştiniz ama tekrar direksiyon başına geçemiyor musunuz?
  • Sunum yaparken olacakları düşünmekten başarılarınız hep gölgede mi kalıyor?
  • Kendi fikirleriniz size değersiz geliyor ve yapacaklarınız ile ilgili hep bir onaya mı ihtiyaç duyuyorsunuz?
  • Araba kullanırken alt geçitlerden geçemiyor, asansör ve metroları kullanmaktan ciddi anlamda kaçınıyor musunuz?
  • Romantik ilişkilerinizde hep yanlış insanları bulduğunuzu düşünüyor, ilişkilerinizi sürdüremiyor ve her seferinde ayrılıyor musunuz?
  •  

Peki size bütün bu olup bitenlerin sorumlusu kötü anılarınız olabilir desem? Elbette yeni bir araba, daha çok kazanç gibi isteklerinizden bahsetmiyorum. Bunun için başka parametreleri değerlendirmek yerinde olacaktır.Benim üzerinde durmak istediğim,yaşamdan keyif almanızı engelleyen,daha çok duygusal etkilere açık hedefleriniz ile ilgili. Belki de farkında olmadığınız kötü anılarınız size, yeterince güçlü değilsin, seni kim sever ki, yanlış yaparsan rezil olursun gibi olumsuz cümleleri tekrar tekrar seslendiriyor ve kendinize olan inancınızı yitirmenize sebep oluyordur.

 

Nasıl oluyor da geçmişteki kötü anılarınız bugün yaşadığınız mutsuzluğunuzdan sorumlu oluyor? Kişi yaşadığı olayı mantıksal ve duygusal anlamda değerlendirir, bir sonuca bağlar ve bu deneyimi anlamlandırır. Yani beynimizi bilgisayara benzetecek olursak, yaşanan olay beynimizin sol ve sağ loplarında yer alan duygusal ve mantıksal programların ortak çalışması sonucunda işlenir. Beyin bu deneyimle ilgili kendisine ulaşan duygu, düşünce, duyum, imge, ses, koku gibi olaya dair her türlü bilgiyi aynı başlık altındaki diğer anılarla edinilen tecrübelerle ilişkilendirir. Bilgisayar örneğinden devam edecek olursak, bu veriler ilişkili dosyanın içine kaydedilir. Böylece edindiğimiz bilgiler, gelecekte tepkilerimizi uygun bir şekilde yönlendirmek üzere depolanmış olur. Bu sistem normal çalıştığında, doküman uygun şekilde işlemden geçip ilişkili dosyanın altına saklandığında sorun yaşanmaz. Ancak bazen bilgisayar, işlem yaparken çeşitli sebeplerle ilgili dokümanı doğru bir dosyanın içine depolayamaz; kişi, o anda olup bitenleri duygusal ve mantıksal olarak sağlıklı bir şekilde değerlendirip işlevsel bilgilerle ilişkilendiremez. Bu da bilgisayarda normal işleyişe engel olacak bir bozukluğa, virüse yani duygusal açıdan uygun olmayan sonuçlara sebep olur. Bu nedenledir ki, çok önce yapılan işlevsel olmayan bir depolama, bugün yapılan işlemleri de olumsuz etkileyecektir. Bu izole kalmış anılara ait duygu, düşünce, duyum, imge, ses, koku gibi herhangi bir uyaran şimdiki zamanda tetiklenirse, kişi o anın bir kısmını ya da bütününü yeniden yaşar gibi etkilenir. Yaşadığı durumun çıkmazından bir türlü kurtulamaz.

 

EMDR Yöntemi ile Kördüğüm Olmuş Anıları Yeniden İşleme

 

Doğal afetler, büyük kazalar, kayıplar, savaş, taciz, tecavüz gibi önemli travmaların yanı sıra, başta çocukluk çağı olmak üzere her yaşta yaşanan ve etkisi travmatik olan her tür yaşantı, günlük hayatta aile, okul, iş çevresinde yaşanan olumsuz olaylar, şiddete maruz kalmalar, aşağılanmalar, reddedilmeler, ihmal ve başarısızlıklar işlenememiş anılar arasında yer alabilirler.

 

EMDR, türkçe açılımı ile göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme terapisi, izole edilmiş kördüğüm olmuş bu anıların sağlıklı işlenmesini sağlayan fizyolojik temelli bir terapidir. Aslında yanlış bir şekilde işlenip kaydedilmiş bilgi dosyası yeniden açılmakta, sağlıklı bir şekilde gözden geçirilmekte, bu yolla virüs temizlenmekte ve doğru dosyalar ile ilişkilendirilerek yeniden saklanmaktadır.

 

Terapi sırasında, beynin sağ ve sol yarımküreleri uyarılarak zamanında yapılamayan sağlıklı işlemlemenin yapılması sağlanır. Kilitli kalmış anı ile diğer anı ağları arasında ilişki kurulması, öğrenmenin sağlanarak bilginin uyumlu bir şekilde depolanması ile mümkün olur. Kişi artık rahatsız olmaz ve anıyı yeni ve sağlıklı bir bakış açısıyla görür. EMDR terapisi ile kişi şu an kendisini rahatsız eden olayla ilişkili anısının olumsuz yükünden kurtulup özgürleşebilmektedir. EMDR rahatsız edici, acı veren anıyı unutturmaz. Ancak terapi sonrası, bu acı yüzünden hissedilen öfke, korku, üzüntü, kaygı, hayal kırıklığı gibi tüm olumsuz duygulara karşı duyarsızlaştırır.

 

EMDR: İlaç ve hipnoz kullanılmadan yapılan bir psikoterapi uygulaması

 

Kişi bilinci açık ve kendinde olarak olumsuz inancını oluşturan anısını zihninde canlandırır ve yeniden değerlendirir. Bu işlemlemenin fizyolojik olarak sağ ve sol beyin loplarının arasında yapılmasının sağlanması için gerekli fizyolojik uyarı ise bazen terapistin sağa sola hareket ettirdiği parmaklarının göz ile takibi, bazen sol ve sağ kulağa verilecek ses uyarısının yapıldığı bir kulaklık yardımı ile bazen de avuç içlerine yerleştirilen titreşim cihazı ile yapılmaktadır. Her ne teknik kullanılırsa kullanılsın amaç beynin sağ ve sol yarımküresini fizyolojik olarak uyarılmasıdır.

 

Yeni bir başlangıç için EMDR terapiyi deneyin!

 

Kişilik bozuklukları, panik bozukluğu, kaygı bozuklukları, depresyon, yas, rahatsız edici anılar, fobiler, ağrı rahatsızlıkları, yeme bozuklukları, performans kaygısı, stres kontrolü, bağımlılıklar, cinsel/fiziksel taciz, beden algısı bozuklukları, cinsel işlev bozuklukları, davranış bozuklukları ve özgüven sorunları gibi konularda EMDR ile oldukça başarılı sonuçlar alıyoruz. Güncel rakamlara göre de bugüne kadar her yaştan yaklaşık 2 milyon kişinin farklı tiplerde psikolojik rahatsızlıklarının bu yöntemle başarıyla tedavi edildiğini biliyoruz. Siz de yeni yılda geçmişinizden bugüne kadar getirdiğiniz kötü anılarınızla yüzleşin, barışın ve hayata yepyeni bir başlangıç yapın.

 

“3 yıllık evliyim. Aşk evliği yaptım. Çok da mutluyduk aslında. Eşim bana oldukça özenen ve değer veren birisi. Ama ben son zamanlarda nedensiz bir şekilde sürekli bir tartışma konusu buluyor, huzurumuzu bozuyorum. Sonrasında yaptıklarımın ne kadar anlamsız olduğunu görüyor ve çok üzülüyorum, ona haksızlık ettiğimi düşünüyorum. Ama her nedense beni yeterince sevmediğine inanır oldum. Bu artık aramızda ciddi bir sorun olmaya başladığında bana ne olduğunu anlamak için bir terapiste gittim. Yaptığımız görüşmeler sonucunda bana EMDR yöntemini uygulamayı uygun bulduğunu söyledi. Terapi seanslarımızın sonunda vardığımız nokta beni çok şaşırttı. Meğer bu hislerimden çocukluğuma ait bir anım sorumluymuş.

 

7 yaşındayım. Pencereden bakıyorum. Babam arabasına binip gidiyor. O günden sonra da geri dönmüyor. Annemin çok ağladığını hatırlıyorum. Bu anıyı hatırladığımda boğazımın düğümlendiğini ve kendime “değersizim” dediğimi hatırladım. Peki bunca sene sonra bu duygumu tetikleyen ne olmuştu? Yeni bir eve taşındık. Pencereden baktığımda eşimin arabasına binip işe gittiğini görebiliyordum. Bu benim babamla yaşadığım anımdaki olumsuz duygumu tetikliyor ve sanki geçmiş tüm detayları ile canlanıyordu. Babama olan öfkemi eşimden çıkartmaya çalışıyor, onun da beni bırakıp gitmesinden korkuyordum. Seansların sonunda babamın gitmesinin beni değersiz bulması ile ilgili olmadığına dair yeni bir bakış açısı yaratabildim. Eşimle aram da düzeldi. Hatta yakın arkadaşlarımla ve işyerinde yöneticilerimle yaşadığım değersizlik duygumu tetikleyen olaylara bakış açım da değişti.”