Blog > OLMADI BOŞANIRIZ.

Psikolojide “kendini gerçekleştiren kehanet” ya da “beklenti etkisi” diye bir olgu vardır. En özet hali ile “insan neyi beklerse, onun gerçekleşme ihtimali yüksektir,” anlamına gelir...

Psikolojide “kendini gerçekleştiren kehanet” ya da “beklenti etkisi” diye bir olgu vardır. En özet hali ile “insan neyi beklerse, onun gerçekleşme ihtimali yüksektir,” anlamına gelir. Yani beklentimiz, düşüncelerimize ve davranışlarımıza, dolayısıyla ulaşacağımız sonuca yön verir. Durumlara, kişilere ve ilişkilere dair beklentilerimiz, olacakları da şekillendirmektedir.

 

Yapılan araştırmalara göre son yıllarda boşanma oranlarının %80 arttığını göstermektedir.

 

Evlilikler artık “Bir yastıkta kocamak” yani bir ömür mutlu olmak temennisinden çok, “olmadı boşanırız” inancı ile kurulmaktadır. Geleceğe dair beklenti, bugünkü davranışları, bugünkü davranışlar da geleceği şekillendiriyor. Döngü olumsuz işliyor. Bu evlilikte nasıl işli,yor dersek;

 

Zaten ilişkinin biteceğine dair inanç/olumsuz beklenti var

Tartışmasız ve çatışmasız ilişki mümkün değil.

İşte bak anlaşamıyoruz inancı güçlenir.

Bu olumsuz nianç ile eşler uzaklaşır ve yalnızlaşır

Paylaşımlar azalır, beklentiye uygun şekilde ayrılık dillendirilmeye başlanır

Olumsuz beklentinin güçlenir

Beklentiye uygun olumsuz davranışlar gittikçe pekişir.

Sonuç :Ayrılık / Boşanma…

 

O zaman ne yapalım?

 

Beklentinizi Yüksek Tutun

Beklentinizi düşük tutun, daha mutlu olursunuz” hatalı öneriden hemen hızla uzaklaşın.Evlilikten ne bekliyorsanız onu elde edersiniz. İlişkide beklentileriniz ne kadar yüksekse ona ulaşma olasılığınız da o kadar yüksek olacaktır; beklentinizi yüksek tutun.

 

Mükemmel değil, yeterli bir ilişki hedefleyin

Yani ilişkileri idealize etmeyin başka ilişkilerle karşılaştırmayın.. Yeterli bir ilişki hedefleyin ve beklentinizi yüksek tutun. Eşler olarak ihtiyaçlarınızı fark ettiğiniz, birbirinizi tamamladığınız, desteklediğiniz ilişki yeterlidir, yeterli bir ilişki sie mükemmel hissetirir. 

 

Mutlu ilişkilerden öğrenin

Mutlu çiftler, öncelikle iyi arkadaşlar, birbirlerini iyi tanıyorlar. Birbirlerini beğeniyor bunu da ifade edebiliyorlar. Tatmin edici bir cinsel yaşamları var. Birbirlerine güveniyor ve bütünüyle bağlılık duyuyorlar. Sorunlar hakkında yapıcı bir biçimde tartışabiliyor, çatışma içinde oldukları problemlerle ilgili diyaloğu sürdürebiliyor, tartışabiliyorlar. Evet mutlu ilişkilerde de tartışmalar ve çözülemeyen konular var, ama bu konular hakkında birbirlerini anlamaya, uzlaşmaya çalışıyorlar. Birbirlerini kırabiliyor, pişmanlık yaratan durumlar içinde bulabiliyor, ama telafi etmeyi de biliyorlar. Her biri diğerinin hayallerini iyi biliyor ve farklı olsalar da bu hayalleri gerçekleştirmek için ellerinden geleni yapmaya devam ediyorlar. Ortak değerleri var, ortak hedefleri var ve ortak bir anlam sistemi oluşturabiliyorlar. Çocuklarını nasıl yetiştirecekleri, evlerinin nasıl olmasını istedikleri, tatillerini nasıl geçirecekleri gibi sembolik konularda hemfikir olabiliyorlar.

 

Beklentileriniz hakkında konuşun

Partnerinizin size nasıl davranmasını istediğiniz ile ilgili beklentinizi yüksek tutun.ona ihtiyaçlarınızı anlatın.  Güçlü ilişkilere sahip çiftlerin; birbirlerinden beklentilerini, duygularını, ihtiyaçlarını dile getirdiklerini görüyoruz. Eşlerin birbirlerini eleştirmeden (sen zaten böylesin) suçlamadan (bana bunu nasıl yaparsın ) ,sadece ihtiyaçlarını anlatmaları kıymetlidir. Yani “Beni hep ihmal ediyorsun” yerine, “seninle daha çok vakit geçirmek istiyorum” sihirli bir etki yaratır ilişkide.

 

İlişkinizde, olmasından korktuğunuz felaket senaryolarını değil, hayal ettiğiniz mutluluğu sahneye koyun.